24 Ekim Salı günü başlayan Sarıyer Belediyesi Cumhuriyet Haftası etkinlikleri şiir dinletileri, müzik ve söyleşilerle hız kesmeden devam ediyor. Etkinliklerin 4. gününde, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde ‘Cumhuriyet Sempozyumu’ gerçekleştirildi.
NEDEN SESSİZ KALIYORUZ?
Etkinlikte konuşan Abbas Güçlü, Sinan Meydan, Temuçin Faik Ertan ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Atatürk ve kurduğu Cumhuriyet’in vatana kazandırdıklarına dikkat çekti. Katılımcılar, yeni kuşaklara tarihin doğru anlatılmasının ve eğitim sistemindeki sorunların altını çizdi.
Gecenin moderatörlüğünü yapan Abbas Güçlü söze, üniversiteye giriş sınavlarında tarih ve coğrafya sorularının kaldırılmış olmasına ve bunun karşısında velilerin sessizliğine değinerek başladı. Bizler tarih yazan bir neslin torunlarıyız diyen Güçlü, “Neden bunlara tepki göstermiyoruz. Sesimizi çıkartmamak için sebebimiz nedir?” sorusunu yönelterek sempozyumu başlattı. Eğitim sistemindeki değişimlerin giderek daha kötü bir hale geldiğinin vurgusunu yapan Güçlü, “En büyük suçlu olarak eğitimcileri görüyorum” dedi.
“BEN CUMHURİYET’İN CUMHURİYETÇİ TARİHÇİSİYİM”
“Ben Cumhuriyet’in Cumhuriyetçi tarihçisiyim” diyerek kendini tanıtan Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Temuçin Faik Ertan, Çanakkale Zaferi’nin önemine dikkat çekti. “Çanakkale kazanılamasaydı Ankara kazanılamazdı” diyen Ertan, “1921 yılı bir travmadır. Çünkü düşman orduları o yıllarda Ankara’ya kadar gelmiştir. Atatürk bir daha böyle bir tehlike yaşamamak için inkılaplar yapmış, iradeli ve donanımlı gençler yetiştirmiştir” dedi.
Türk tarihindeki toprak kayıplarının Cumhuriyet’in ilanı ile durduğunu ifade eden Ertan, bunun Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasına dayalı bir kazanım olduğunun altını çizdi. Ertan konuşmasını, “Biz Kurtuluş Savaşını köylünün ayağındaki çarığı alarak kazandık, askerimizin giyecek kıyafeti yoktu. Cumhuriyeti kurduk ama geçmişten ders çıkararak yolumuza devam ettik. Kendi öz kaynaklarımızla modernleşerek, sanayimizi kurarak ilerledik” sözleriyle sonlandırdı.
ATATÜRK’Ü ANLATMAMANIN BEDELİ AĞIR OLACAK
Türk tarihçi ve yazar Sinan Meydan ise yaptığı konuşmada, düşmanın Anadolu’nun ortasına kadar geldiğini, atalarımızın düşmanı bertaraf edip yepyeni bir vatan kurduğunu ancak bizim bu vatanı geliştirmek yerine yok etmeye çalıştığımızı söyledi.
Sinan Meydan kitaplardan Atatürk’ün izlerinin kaldırılmaya çalışılması konusuna da değinerek sözlerine şöyle devam etti: “Maalesef tarihi siyasetin bir aleti haline getirdik. Kendi düşüncelerimizi güçlendirmek için tarihi kullanıyoruz, tarih ders alınsın diye var. Osmanlı Devleti’nden nefret etmek ya da karalamak doğru değil ancak eleştirel bakmak durumundayız. ‘Yükselme Devri’ni nasıl bilmemiz anlatmamız gerekiyorsa, düşmanın o dönemlerde Ankara’ya kadar nasıl geldiğini de bilmeli ve konuşmalıyız. Bugün kitaplardan Atatürk’ün kaldırılması demek, yakın tarihin gelecek nesle aktarılmaması demektir. Çanakkale’ye sahip çıkılması çok önemli ama bu noktada bir hata yapılıyor. Bir hurafe turizmi var burada. Çanakkale Zaferi’ni sarıklı hocalara bağlayan bir hurafe turizmi yükseldi. Çanakkale’yi bu şekilde yansıtırsak tarihi çarpıtmış ve genç kuşakları aldatmış oluruz.”
MİLLİ MÜCADELE’NİN EVRENSEL BOYUTU
Hint Müslümanları’nın, Hinduların ve Gandi’nin Milli Mücadele’ye verdiği destekten söz eden Meydan, Türklere destek olmak için mitingler yapıldığını, bu yüzden de çok sayıda Hindu’nun hapis yattığını ifade etti. Bunun Milli Mücadele’nin evrensel boyutu olduğunu vurgulayan Meydan, “Çünkü bu emperyalizme karşı verilmiş bir mücadeledir ve evrenseldir. Bu küresel boyut bizim için önemlidir. İngilizler bu mücadelenin, İngiliz sömürgelerinde de etkili olacağı endişesi ile Anadolu’dan çekilmişlerdir” dedi. ‘Cumhuriyet sadece rejim değişikliği değildir’ diyerek sözlerini sürdüren Meydan, “Cumhuriyet’in içinde bağımsızlık ateşi var. Mili Mücadele’nin içinden Cumhuriyet çıkıyor. Atatürk’ün Nutuk’ta söz ettiği iki amaç vardır: Bunlardan biri emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı, ikincisi ise milli egemenlik mücadelesidir. Bu amaçlardan biri Misak-ı Milli sınırlarını sağlarken, bir diğeri ise bize Cumhuriyet’i getiriyor. Cumhuriyetimiz emperyalizmin bir lütfu değil saraya, sultana karışı ilan edilmiş laik bir mücevherdir” dedi. Sinan Meydan, 20 yılda Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in üstüne, 70 yılda hiçbir şey koyamadığımızı, bu noktada kendimizi eleştirmemiz gerektiğinin altını çizdi.
"CUMHURİYETİN DEVAMLILIĞI SAĞLANMAL"
Sempozyumun sonunda bir konuşma yapan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, “Biz Cumhuriyet’in gereksinimlerini yerine getirmek ve Cumhuriyet’i yaşam biçimi haline dönüştürmek için çalışıyoruz. Salonları daha çok doldurmalı ve bu toplantıları arttırmalıyız. Eğitimin geriye çekildiği bu dönemlerde biz Belediye olarak ‘SAGEM’lerle, ‘Sarıyer Akademi’ ile ‘Gündüz Bakım Evleri’miz ile direniyoruz. Eğitimli olmazsak hurafeler girer işin içine. Yerel yönetimlerin bu işteki önemi kavranmalı ve bilinmelidir. Sadece asfalt dökmekle olmaz. Farklı bir kavram yaratmaya çalışıyoruz. Ağlamadan, panik yapmadan Cumhuriyet’in devamlılığı sağlanmalıdır. Sizler de bu noktada bizlere katkı sunduğunuz için teşekkür ediyorum” dedi.
Sempozyum, dinleyicilerin sorularının konuklar tarafından yanıtlanmasının ardından Başkan Genç’in katılımcılara çiçek taktimi ile son buldu.