İklim krizi; kuraklık, sıcak hava dalgaları, deniz seviyesinde yükselme, gıda krizi, artan enerji talebi gibi çeşitli riskleri beraberinde getiriyor. Bu riskleri ortadan kaldırmak ve gelecek nesillere yeşil bir dünya bırakmak için yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor. Sarıyer Belediyesi de Enerji İstanbul ile birlikte iklim değişikliğinin neden olduğu riskleri azaltmak için tüm paydaşların da katılımıyla Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’nı hayata geçirdi. Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi’nde (BKSM) yapılan lansman toplantısına Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Enerji İstanbul AŞ. Genel Müdürü Yüksel Yalçın, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, Prof. Dr. Levent Kurnaz, Sarıyer Belediyesi başkan yardımcıları, birim müdürleri, muhtarlar, STK temsilcileri katıldı. Toplantıda Sarıyer Belediyesi ve Enerji İstanbul A.Ş. arasında iş birliği protokolü imzaladı.
DOĞAYLA İNATLAŞIYORUZ
Programın açılışını yapan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, hem bir belediye başkanı hem de mühendis olarak ülkenin dört bir yanına gittiğini söyleyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ekosistemin bir parçası olmaktan ayrılıyoruz giderek. Yaşadığımız felaketleri doğru okuyamıyoruz, çevreyi anlamaya çalışmıyor ve doğayla inatlaşıyoruz. Doğa ile inatlaşmanın bedeli ağır oluyor. Aslında doğa intikam almıyor, sadece kendi kurallarıyla hareket ediyor. Afet bölgesi ziyaretinde vatandaşlarımız, daha önce böyle bir yağmur göremedik diyerek afeti anlatıyorlardı. Budan sonra bu yağış rejimi değişiminin daha da artabileceği, risklerin çeşitliliğini söylediğimizde bize iklim değişikliği, ekolojik dengenin bozulması, artan yağış gibi konularda bilgi veren olmadı diyorlar.
YEREL YÖNETİMLER ÖNCÜ OLMALI
Dünyanın her yerinde bu şekilde değişimler söz konusu. Kimi bölgeler kuraklıkla mücadele ederken kimi bölgeler sellerle mücadele ediyor. O halde yerel ve ya merkezi, kamu ve ya özel fark etmeksizin bütün kurumlara yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve diğer tüm paydaşların büyük bir sorumluluk hissederek çalışması gerekir. İlerleyen teknoloji, bilimsel gelişmeler ve yeni buluşlar ışığında, sadece konfor değil, aynı zaman da kullandığımız her şeyin “hem ekonomik, hem de insanlığa ve doğaya en az zarar veren, enerjiyi en verimli kullanan ve çevremize en duyarlı olan” şekilde tüketilmesine ve kullanılmasına dikkat etmek zorundayız. Tüm yaşam alanlarımızı, binalarımızı bu şekilde tasarlamak gereğinin de bilincindeyiz. Yerel yönetimler bu konuda da öncü, makro düzeye taşımak adına rol model olmalıdırlar.
KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETEN BELEDİYE BİNASI
İstanbul’un en yeşil ve en mavi ilçesi olan Sarıyer’de, belediye hizmet binamızı bu bilinçle akıllı, yeşil ve engelsiz inşa ettik. Sürdürülebilir arazi planlaması, su ve enerji, ekolojik malzeme kullanımı, hava kalitesi, atıkların kontrolü ve kirlilik gibi özellikleriyle Sarıyer Belediyesi’nin Ana Hizmet Binası, benzerlerine göre yüzde 30 daha fazla tasarruf sağlıyor. Dokuz kategoriden oluşan bütüncül bir değerlendirme sonucunda verilen BREEAM sertifikasını alan binamız uluslararası bir marka oldu. Sarıyer Belediyesi Hizmet Binası güneş panelleri sayesinde 10 Nisan Pazartesi itibarı ile 362.280,88 Kg karbon salımı tasarrufu yapıldı. Tasarruf edilen miktar 6.838 adet ağaç dikimine eş değerdir. Binanın 2022 yılında ürettiği elektrik miktarı 175.832 KW, maddi karşılığı ise 645.832 TL’sıdır.
SORUMLULUĞUMUZ AĞIR
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk 1919 yılında yaptığı bir konuşmada şöyle diyor: “Uluslar sahip bulundukları topraklar üzerinde sadece mülkiyet hakkının sahibi olan malikler olarak değil, aynı zamanda insanlık aleminin temsilcisi olarak yaşarlar. Dolayısıyla o toprakları kullanırken bütün insanlığın ve gelecek kuşaklarında bunlar üzerinde hak sahibi olduğunu bir an için unutmamalıdırlar. O halde sorumluluğumuz daha da ağır. Sarıyer olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için bir araya geldik. Sarıyer Belediyesi olarak Sarıyer Kalkınma Eylem Planı tecrübemizle bu sürecin de takipçisi olacağız. Çocuklarımızın geleceğini doğru projelerle inşa etmek üzere bütün paydaşlarımızın konuya gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyorum.”
KANUN VAR AMA UYGULAMIYORUZ
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırmak Merkezi Başkanı Prof. Dr. Levent Kurnaz, “ Son üç ay içerisinde Türkiye çok ciddi noktalardan geçti. Birincisi 12. kalkınma planı hazırlıyorlar. Bunun için de ihtisas komisyonları kuruyorlar. Beni afet yönetimine çağırdılar. İki gün boyunca saatlerce konuştuk. İki şey söyleyeceğim. Birincisi şu; iki gün boyunca herkes devleti eleştirdi. İki günün sonunda ortaya çıktı ki bizim devletin her konuda mükemmel hukuk altyapısı var. Ve bu altyapıyı çoğumuz bilmiyoruz bile. Her türlü konuda kanun var ama biz uygulamıyoruz. Bozkurt’a bakacak olursak üç nedeni var. Bir, Bozkurt’ta deniz kenarında biz tomruk deposu var. Ve bu deponun yerine yazlık yapılmak istendiği için derenin olduğu yere taşıyorlar. Karadeniz’deki köprülerin altında ev geçer ama bizim yaptığımız köprü ne hemzemin geçit. Bunlar insan hatası. Ama üçüncü olarak 2.500 yılda yağabilecek kadar kötü bir yağış aldı orası o gece. Eğer 1 ve 2 doğru olsaydı o kadar can gitmezdi” dedi.
ÖNLEM ALMAK ZORUNDAYIZ
Kurnaz, “Buradaki planlamalarımızın çoğu teknik planlar. İnsanları dışarıda bırakıyoruz bu planları yaparken. Bu problemlerin tamamına bütüncül bakmak gerekiyor. Bizim şöyle bir özelliğimiz var. Belediye her şey yolunda giderken görünmezdir. Ama işler ters gittiğinde ilk hesap sorulan da belediyedir. Birincil görev belediye açısından insan hayatını korumaktır. Bunların hepsi insan hayatını korumak için. Onun için önlem almak zorundayız, onun için plan yapmak zorundayız ve o planların da rafta durmaması gerekiyor. Biz her zaman göreve hazırız. Ama bize problemle gelin. Planlama çok önemli ama bunun kadar o planlamaya uymak da önemli “ diye konuştu.
GÜNEŞ ENERJİ SİSTEMLERİNİ YAYGINLAŞTIRMAYI AMAÇLIYORUZ
Enerji İstanbul AŞ. Genel Müdürü Yüksel Yalçın ise konuşmasına şu ifadelere yer verdi; “ Enerji İstanbul, başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere bu konuda çalışmalar yapmak, projeler üretmek ve bir enerji kültürünü şehir içinde yaygınlaştırmak için kuruldu. En güçlü alanımız enerji üretimi ve tüketimi. Silivri Seymen’de bugün itibariyle 37 MW’lık Biokütle Enerji Santrali kurduk. Hem İstanbul Avrupa Yakası’nın çöplerinin düzenli olarak çevreye zarar vermeyecek şekilde tasnifi hem de yine çevreye zarar vermemesi için metan gazının çekilerek enerjiye dönüştürülme süreçlerini yürütüyor. Bunun yanında güneş enerji sistemlerinin kurulması için çalışıyoruz. Şu ana kadar İBB’de 10 MW’ın üzerinde güneş enerji sistemleri kurduk. İstanbul Enerji’nin amacı güneş enerji sistemlerinin yaygınlaşmasını sağlamak.
KURUMSAL BİR YOL HARİTASI KONUSUNDA CİDDİ ZAFİYET VAR
Enerjinin nasıl üretileceği, nasıl tüketileceği ile ilgili çalışmalar gerçekten çok önemli. Sürdürülebilir İklim Enerji Eylem Planlarını yapıyoruz. Şu ana kadar Çorlu ve Büyükçekmece tamamlandı. Türkiye’de bu çalışmaları tamamlamış belediye sayısı 16-17 civarında. Kurumsal bir yol haritası konusunda ciddi bir zafiyet var. Hepimiz küresel ısınmanın mimarlarıyız. Enerjiyi olması gerektiği gibi kullanmadık. Şimdi bu bozduğumuz yapıyı nasıl onarabiliriz diye buradayız. Bu gidişe dur dememiz gerekiyor. Gereken önlemler alınmazsa 2052 yılına kadar 1 buçuk derecelik sınırın geçilmesi bekleniyor. Yenilenebilir enerji alanına geçmemiz gerekiyor. Bunların önlemini hep beraber almamız lazım. Sürdürülebilir İklim Enerji Eylem Planları ile bir şehrin gelecekte iklim koşullarından nasıl etkileneceğini kestirerek stratejik kararları plana dönüştürüp bunu toplum tabanına yaymayı amaçlıyoruz”