İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin; inşaat mühendisliğinin en önemli dallarından biri olan Geoteknik alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri, uluslararası mesleki standartta değerlendirmek için düzenlediği Uluslararası Geoteknik Sempozyumu’nun 8.cisi İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde başladı. Sarıyer Belediyesi’nin altın sponsorluğunu yaptığı ve üç gün sürecek sempozyumun açılışına; Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. S. Feyza Çinicioğlu’nun yanı sıra yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda uzman ile sektör temsilcisi katıldı. Zemin özelliklerinden, temel mühendisliğine, zemin yapı etkileşiminden Geoteknik Deprem Mühendisliği’ne, zemin iyileştirmesinden zemin yapıları ve heyelanlara kadar pek çok konunun ele alınacağı etkinlik, destekçi kurumların stantlarının gezilmesinin ardından konuşmalarıyla başladı. Konuşmacılar arasında yer alan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, “Yapılan projelerin doğru olmadığı konuşulur ama yasa yapıcılar mühendisleri yapının içine almazlar, neden odaları bu işin dışında tutmaya çalışırlar. Ya da neden üniversiteleri giderek etkisizleştirmeye çalışırlar. İşte asıl soru işareti budur” dedi.
DEPREM BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, Geoteknik alanında önemli birikimler sağlandığını belirterek, “2005’te gerçekleşen sempozyumlar, mesleğimizin Geoteknik alanında referans kurumu haline gelmiş, açıkçası ihmal edildiği varsayılan zemin yapı ilişkisi konusunda önemli bir mesafe kat etmiştir. Deprem bir Türkiye gerçeğidir. Bunu değiştirmek mümkün değildir, ancak başka bir ülke gerçeği daha bulunmaktadır. Ülkemizin yapı stoku güvenli olmaktan uzaktır. Yapı üretim süreci sorunlu ve sıkıntılıdır. Yapı denetim sistemi işlevsel ve sağlıklı değildir. Özellikle zemin yapı ilişkisinin başka bir konu olması gerekirken arka planda kalmış, önemi yeterince kavranamamıştır. İşte meslek odamız 2005’ten bu yana konuyu sempozyum düzeyinde ele almakla kalmamış, ilgili pek çok yayın hazırlamış, seminerler ve kurslar düzenlemiş, meslektaşlarını donanımlı hale getirmek için yoğun çaba harcamıştır ”dedi.
GEOTEKNİK UZMANLIK ALANIDIR
İkinci açılış konuşmacısı olarak kürsüye çıkan Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. S. Feyza Çinicioğlu ise, Geoteknik alanındaki uluslararası gelişmelerden bahsettiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geoteknik mühendisliği bütün dünyadaki yapılanışı itibariyle inşaat mühendisliği içerisinde kalmıştır. Ancak Geoteknik mühendisliği aynı zamanda inşaat mühendisliğinin dünyayı medenileştirmek için diğer alanlara kurduğu köprüdür ve bu köprünün diğer ucundaki meslektaşlarla birlikte çalışma gerekliliği vardır. Bu mesleğin bir uzmanlık alanı olduğunu idrak etmek konusunda gecikiyoruz. Artık dünyadaki gelişmeleri görebilmek için bu alanın sadece İnşaat Mühendisliği kapsamında ve o 4 yıllık eğitimin içerisinde terakki edilemeyeceğini kabullenmemiz gerekiyor.”
SOSYAL BOYUTU TARTIŞILMALI
Kendisi de İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu ve aynı zamanda inşaat mühendisi olan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ise, “Türkiye’de yıkıcı depremler bir kez olmadı, devamı da gelecek, bu kaçınılmaz. Artık her sallantının sonrasında dikkat ederseniz mühendisler suçlanmaya başlandı. Yapılan projelerin doğru olmadığı konuşulur ama yasa yapıcıların bu projelerin oluşması konusundak o bilimsel terimleri uygulamaya çalışan mühendisleri yapının içine almazlar. Neden odaları bu işin dışında tutmaya çalışırlar ya da neden üniversiteleri giderek etkisizleştirmeye çalışırlar? Asıl konuşulması gereken de budur. Burada çok güzel şeyler çıkacak biliyorum. Çok güzel sonuçlara gidilecek, bilimsel raporlar çıkacak. Ama konunun sosyal boyutunun da mutlaka incelenmesi gerekiyor” diye konuştu.
EN ÖNEMLİ İHTİYAÇ
İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe, Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından birisi olan Deprem Yönetmeliği’nin hayata geçirildiğini söyleyerek, “Geç kalınmış olsa da Türkiye’de bir deprem yönetmeliği var. Umuyorum ki Deprem Bina Yönetmeliği bilimsel esaslardan uzaklaşıp bazı meslek gruplarının sadece nisap atmalarını sağlayacak ve oradan birkaç kuruş paraya neden olacak bir noktaya oturmaz. Bir profesyonel inşaat mühendisinin olmadığı hiçbir kurumun işleme şansı yok. Hatta daha iddialı söylüyorum değerli katılımcılar, inşaat mühendisliği odasının olmadığı hiçbir çalışmanın başarıya ulaşma şansı yok. Bunu söylerken de bizi bu kürsüye taşıyan 1954’ten bugüne kadar odamızı yöneten tüm yönetici arkadaşlarıma saygılarımı selamlarımı sunuyorum. Türkiye’deki temel problemin mühendislik ana bilim dalı olduğunun altını çizmek istiyorum. Her faklı zeminin oturtulacağı bölge için detaylı bir zemin etüdü yapılması gerekir. İşte bu geotekniğin alanıdır. Her tür yapının zeminle ilişkisi mutlaka vardır. Yani insanların ihtiyaçlarını gidermek için kullandığı tüm mühendislik yapıları zeminle ilişkilidir. Üst yapı ne kadar doğru projelendirme yapılırsa yapılsın, zemin etüdü doğru bir şekilde hesaplanamazsa, yapının sağlam olma şansı yoktur.” dedi. Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu ise konuşmasında Kıbrıs'tan Türkiye'ye selam getirdiğini vurguladı.
KONULAR KRİTİK ÖNEME SAHİP
İklim değişikliği etkisi altında olan ve deprem, heyelan gibi büyük afetlerle sıklıkla karşılaşabilen ülkemiz açısından kritik öneme sahip Geoteknik alanında önemli bilgilerin verileceği sempozyumda; zemin özellikleri ve zemin davranışı, temel mühendisliği, zemin yapı etkileşimi, Geoteknik Deprem Mühendisliği, zemin iyileştirmesi, derin kazı ve İKSA sistemleri, zemin yapıları, şevler ve heyelanlar, kıyı yapıları ve ulaştırma yapıları ile çevre geotekniği ve enerji geotekniği konuları uzmanlar tarafından ele alınacak.