Sevgili dostlarım, çocuk, kadın, genç, yaşlı, sevgili Sarıyerliler,
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimizin 90. Yılı anmasına hoş geldiniz.
Cumhuriyet Bayramı’mızı en içten duygularımla kutluyorum.
Ülkemizin geçirdiği bu zor günlerde, Cumhuriyet’in kuruluşunun 90. yıldönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Kireçburnu’ndan buraya kadar coşku içinde Cumhuriyet’i sevenleriyle birlikte yürümüş olmanın hazzı içindeyim.
Cumhuriyetimiz için büyük bedeller ödedik!
Bu vatan milletin egemenliğine inanan şehitlerimizin kanlarıyla sulanarak,
Şehit analarının göz yaşları üzerine kuruldu.
Bugün buradan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını ve kanlarıyla bu memleket topraklarını vatan yapan şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Ruhları şad olsun…!
Cumhuriyet demek Çanakkale’dir!
Çanakkale’de “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum”dur.
Çanakkale’nin Seyit Onbaşısı’dır, Kınalı Ali’sidir.
Cumhuriyet; “Sakarya’da her karış toprak vatandaş kanıyla sulanmadıkça terk edilmeyeceği”dir.
Anafartalar’dır, İnönü’dür, Afyon’dur.
Yörük Ali Efe’dir, Sütçü İmam’dır, Şerife Bacı’dır.
Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, İstanbullu, Trakyalı, Makedonyalı, hep bir cevherin damarlarıdır.
Cumhuriyet; “Ya istiklal ya ölümdür”
Cumhuriyet demek Mustafa Kemal Atatürk demektir.
Cumhuriyet; bir dönüm noktasıdır!
Siyasetten ekonomiye ve birçok sosyal hakkın gelişmesi, Cumhuriyet kazanımlarıyla olmuştur.
Bu kazanımları, daha da ileriye götürmek ancak Cumhuriyeti bir yaşam biçimi olarak benimsemekten geçmektedir.
Konuşmamın başında da söyledim. Ama bir kez daha tekrar etmek istiyorum; duymayan kalmasın istiyorum!
Cumhuriyet; eşitlik, özgürlük ve uygarlıktır!
Cumhuriyet; cehalete, yoksulluğa ve çaresizliğe karşı verilen çağdaşlık mücadelesidir.
Cumhuriyet; insanlık onurunu her şeyin üstünde tutmaktır.
Cumhuriyet demokratiktir.
Cumhuriyet modernliktir, çağdaşlıktır.
Cumhuriyet devrimciliktir, ilericiliktir.
Cumhuriyet vatanseverliktir, anti-emperyalistliktir.
Ve bu Cumhuriyeti korumanın tek yolu da onu bir yaşam biçimi olarak algılamaktan geçmektedir, ONU YAŞAMAKTIR..
Hak ve hürriyetlerden yoksun toplumların ayakta kalmaları, yaşamaları, gelişmeleri mümkün değildir.
Bu nedenle; “Ben Cumhuriyetçiyim” diyen herkes: Cumhuriyete sahip çıkmalıdır.
Cumhuriyeti bilmesi yetmez, öğretmesi gerekir !
Cumhuriyeti anlaması yetmez, anlatması gerekir !
Cumhuriyeti sevmesi yetmez, sevdirmesi gerekir !
Cumhuriyeti yaşaması yetmez, yaşatması gerekir !
Sevgili kardeşlerim, dostlarım!
İşte bu Cumhuriyet, eğer önemi bilinirse, ihanet edilmezse, geçmişimizle geleceğimiz arasında köprü olacak ve bizi daha nice yarınlara taşıyacaktır.
Sonuç olarak;
Cumhuriyetin varlığı için, bu coğrafyada yaşayan ve uğruna bedel ödemiş tüm halklar, onun uğrunda bilimselliği, akılcılığı, çağdaşlığı, yurtseverliği temel alarak usanmadan yürümelidir.
Cumhuriyet’in 90. Yılını kutlarken sözlerimi dünya şairi Nazım Hikmet’in dizeleriyle bitirmek istiyorum:
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim!
Bilekler kan içinde, dişler kenetli
ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim!
Kapansın el kapıları bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim!
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!
Hepimizin cumhuriyet bayramı kutlu olsun.